Bağırsak ülseri, genellikle duodenum (on iki parmak bağırsağı) ve kolon (kalın bağırsak) bölgelerinde görülür. Mideye kıyasla, duodenumda oluşan ülserler daha yaygındır. Bu tür ülserler, sindirim sistemi ülserlerinin %80'ini oluşturur. Erkeklerde görülme oranı kadınlara göre daha yüksektir. Duodenumda ön ve arka duvarlarda ülser gelişme riski aynıdır. Özellikle arka duvarda gelişen ülser türlerine 35-45 yaş aralığında daha sık rastlanır. Kolonda görülen ülseratif rahatsızlıklar ise Ülseratif Kolit olarak adlandırılır. Bağırsak ülseri olan bireylerin üçte birinde mide ülseri de görülmektedir.

On İki Parmak Ülseri: Duodenumda, yani mideden sonra gelen bağırsak bölümünde görülen ülser türleri arasında yer alır.

Ülseratif Kolit: Sebebi tam olarak bilinmeyen bu ülser türlerinin çevresel ve genetik faktörlerden dolayı oluştuğu düşünülür. Kalın bağırsağın iç kısmının iltihaplanması şeklinde gelişir. Alkol, sigara tüketimi, antibiyotikler, aspirin ve doğum kontrol ilaçları rahatsızlığı daha fazla şiddetlendirir. Hamilelik ve stres belirtilerin daha fazla şiddetlenmesine neden olabilir.

Bağırsaklarda gelişen ülser çoğunlukla kronik seyirlidir. İlkbahar ve sonbahar dönemlerinde alevlenir. Mide ülserlerinin tersine yemeklerden 1-2 saat sonra ağrılar başlar. Ağrı sırasında hafif bir yemek yenilmesi, alkali gıdalar tüketilmesi ağrıyı dindirir. Bu durum, rahatsızlığın teşhisi için önemlidir. Ağrı, hastalar tarafından kramp şeklinde, yanma ve batma tarzında açıklanır. Ağrının olduğu yer, karnın ön duvarının üst tarafındaki sağ bölümdedir. Ağrılar bazen sağ omuz ve sırt bölgesine yayılabilir. Hastaların iştahı yerindedir. Ağrının olmaması için sürekli yemek yediklerinden, kilo alma eğilimleri vardır. Gıdaların aşırı soğuk veya sıcak tüketilmesi, alkol kullanımı ve hızlı yemek yemek ağrının artmasına neden olur. Kalın bağırsakta gelişen rahatsızlıklarda kramp şeklinde ağrılar, halsizlik, bulantı, ateş gibi belirtiler görülür. İltihaplanma rektum bölümüne yayıldıysa, ishal görülebilir. Kanamaya sebep olduğundan, kansızlık görülebilir. Bağırsaklardaki emilim bozulduğundan, B12 ve demir emilimi yapılamaz.

Hastalığın tedavisinde antikolinerjikler, antiasitler ve histamin reseptörleri ile yatıştırıcı tarzda ilaç grupları kullanılmaktadır. İlaç tedavisinin yanında, hastaların uygun bir diyet yapması oldukça önemlidir. Baharatlı gıdalardan kaçınmak, çay, sigara ve alkollü içecekler içmemek gerekir. Bu tür besinler asit oranını artırarak ağrılara neden olabilir. Ağrı oluştuğunda antiasit ilaç kullanımı ağrının giderilmesini sağlar. Asit ortamına karşı en büyük yardımcı süt olmasına rağmen, sıkça tüketilmemesi gerekir. Vücutta kalsiyum fazlalığına sebep olabilir. Kalın bağırsaklarda gelişen rahatsızlıklarda ilaç tedavisi yerine cerrahi müdahale uygulanmalıdır. İlaç tedavisi bu rahatsızlıkta fayda sağlamamaktadır.

Bağırsak ülserinin tedavisi, hastanın yaşam tarzı değişiklikleriyle desteklenmelidir. Stres yönetimi, düzenli egzersiz ve sağlıklı beslenme bu süreçte önemli rol oynar. Ayrıca, probiyotikler ve prebiyotikler gibi bağırsak sağlığını destekleyen gıdalar da tedaviye yardımcı olabilir. Doktor kontrolünde olmak ve düzenli check-up yaptırmak, hastalığın seyrini izlemek açısından önemlidir.